| 
 | 
		 
	
		| Önceki baslik :: Sonraki baslik   | 
	 
	
	
		| Yazar | 
		Mesaj | 
	 
	
		su_co
 
  
  Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 16/12/2007  12:26:00 (Pzr)    Mesaj konusu: Bilmiyordum | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				Tuz Kokuyor !!!
 
 
 
Artık tuz yemeyin yedirmeyin !  Nedenine gelince aşağıdaki yazıyı okuyun.
 
Neden yememeniz gerektiğini anlayacaksınız.
 
 
TUZ GÖLÜ
 
Aşağıdaki bilgiler maalesef doğru...
 
 
Sonra; Türkiye neden kanserden kırılıyor..' diye soruyoruz..!?
 
 
 
Tuz Golü, Van Gölü'nden sonra ülkemizdeki ikinci büyük golüdür...  Uzunluğu
 
80  km  olan Tuz Gölü'nün genişliği 48 kilometreyi bulur... Geniş bir alanı
 
kapsamasına  karşılık  çok  sığ bir göldür... Dünyanın en tuzlu gollerinden
 
biridir...  Litresinde  329  gram  gibi  çok  yüksek  oranda  tuz ihtiva
 
etmektedir...  Gölün  bu özelliğini değerlendirerek tuz elde etmek amacıyla
 
kıyılarında  çok sayıda tuzla kurulmuştur... Bu tuzlalardan elde edilen tuz
 
Türkiye'nin gereksinimi olan tuzun büyük
 
bölümünü karşılamaktadır...
 
 
Türkiye'nin  oldukça  kurak  bir  yerinde  yer  alması  nedeni  ile bu sığ
 
bölgelerde  çok  yoğun  bir  şekilde  buharlaşma görülür...
 
Doğu kısmındaki körfez dışında tümüyle kuruyan Gölün tabanında, kalınlığı
 
yer yer 30 cm.'yi bulan  mevsimlik bir tuz katmanı oluşmaktadır... Tuz Gölü'nün en
 
derin yeri sadece  2  m.'dir.  Öteki  kesimlerin derinliği  sadece santimetrelerle
 
ölçülebilmektedir.
 
 
Göle dökülen en önemli akarsular? Peçeneközu deresi' ile Melendiz çayı'dır.
 
Coğrafya  bilgileri  aynen  böyle  diyor. Coğrafya bilgilerine girmemiş aci
 
gerçek ise şudur:
 
 
Tuz  Gölüne  dökülen  en  büyük akarsu Konya' nın şehir kanalizasyonudur...
 
Çumra  yönüne  verilen kanalizasyon bu doğrultu üzerinden maalesef herhangi
 
bir arıtmaya tabi tutulmadan doğrudan Tuz Gölü'ne akıtılmaktadır...
 
Bir  milyonu  gecen  şehir  nüfusunun  sanayi  artıklarını da taşıyan şehir
 
kanalizasyonu bizlere iyotlu ya da iyotsuz tuz olarak geri dönmektedir...
 
 
Bu  faciaya  dur  demek ve tuzun kokmasına fırsat vermemek için her sorumlu
 
vatandaşın  üzerine  düşen  görevi yerine getirmesi gerektiği inancı ile bu
 
mesajı  ulaşabileceğimiz  her  kişiye gönderelim ve ilgilileri göreve davet
 
edelim...  Yoksa  hepimizin  yemeğinde  Konya'lıların  katkısı olmaya devam
 
edecek.'
 
 
Yrd. Doc. Dr. MUSTAFA DURAN
 
PAMUKKALE UNIVERSITESİ
 
FEN-EDEBIYAT FAK. BIYOLOJI BOL.
 
20017                                    DENIZLI
 
TEL:+90 258 2134030-1178
 
CEP:05334361297
 
FAX:+90 258 2125546 | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		çAPKIN
 
 
  Kayit: 18 Nis 2007 Mesajlar: 326 Konum: ANTALYA
  | 
		
			
				 Tarih: 18/12/2007  17:39:26 (Sal)    Mesaj konusu:  | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				sularımız bitti şimdi sıra tuzlarımıza mı geldi    _________________ UÇURUMUN KENARINDA OLSAN B?LE HAYATA GICIKLIK OLSUN D?YE GÜLÜMSE   | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		kardelen Üyeler
  
  Kayit: 20 Sub 2007 Mesajlar: 670 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 19/12/2007  13:53:35 (Çrs)    Mesaj konusu: Evvet | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				Aynen öyle çapkın..Ne kadar üzücü değil mi ? 
 
Kısacası dünyanın sonuna yaklaşıyoruz   | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		su_co
 
  
  Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
  | 
		 | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		su_co
 
  
  Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 12/01/2008  11:24:08 (Cmt)    Mesaj konusu: Sonuna kadar  okumanızı tavsiye ederim | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				Pakistanlı Müslüman bir bilim adamının araştırması var aşağıda.
 
 
 
 
Dünyada yalnızca 14 milyon Yahudi var, Kuzey ve Güney Amerika'da yedi milyon, Asya'da beş milyon, Avrupa'da iki milyon ve Afrika'da 100,000 kişi. Tek bir Yahudiye 100 tane Müslüman düşmektedir. Bunarağmen Yahudiler tüm Müslümanların toplamından yüz kezdaha güçlüdürler. Nedenini hiç merak ettiniz mi?
 
 
Tüm zamanların en etkin bilim adamı ve Time dergisi tarafından " Yüzyıl'ın Adamı " seçilen* Albert Einstein bir Yahudiydi.
 
Psikanalizin babası Sigmund Freud bir Yahudiydi. Karl Marx, Paul Samuelson ve Milton Friedman da öyle. İşte size ürettikleriyle tüm insanlığa zenginlik katmış olan Yahudilerden bazıları:
 
Benjamin Rubin insanlığa aşı iğnesini verdi. Jonas Salk ilk çocuk felci aşısını geliştirdi. 
 
 
Albert Sabin çocuk felci aşısını daha da geliştirdi. Gertrude Elion lösemiye karşı ilacı verdi. Baruch Blumberg Hepatit B aşısını geliştirdi. Paul Ehrlich frengiye karşı bir tedavi buldu. (cinsel temasla bulaşan bir hastalık). Elie Metchnikoff bulaşıcı hastalıklarla ilgili çalışmalarıyla Nobel ödülü kazandı. Bernard Katz nöromüsküler iletişim ( kas -sinir sistemi arası iletişim ) alanında Nobel ödülü kazandı. Andrew Schally endokrinoloji ( metabolik sistem rahatsızlıkları, diabet, hipertiroid ) 
 
 
Aaaron Beck Cognitive Terapi (akli bozuklukları depresyon ve fobi tedavilerinde kullanılan psikoterapi yöntemi) geliştirdi.
 
Gregory Pincus ilk doğum kontrol hapını geliştirdi. Gerald Wald insan gözü hakkındaki bilgilerimizi geliştirerek Nobel ödülü kazandı. Stanley Cohen embriyoloji ( embriyon ve gelişimi çalışmaları ) dalında Nobel aldı. Willem Kolff böbrek diyaliz makinesini yarattı. 
 
 
Müslümanlar da dahil tüm hastalar Yahudilerin
 
bu buluşlarından yararlanıyor, sağlığına kavuşuyor.
 
 
Peter Schultz optik lif kabloyu, Charles Adler trafik ışıklarını, Benno Strauss pazlanmaz çeliği, Isador Kisse sesli filmleri, Emile Berliner telefon mikrofonunu ve Charles Ginsburg videotape kayıt makinesini geliştirdi.Stanley Mezor ilk mikro-işlem çipini icad etti. Leo Szilard ilk nükleer zincirleme reaktörünü geliştirdi.
 
 
Son 105 yılda* 14 milyon Yahudi bilim dalında
 
100’ün üzerinde Nobel ödülü kazanırken, 
 
1.4 milyar Müslüman yalnızca üç Nobel kazandı. 
 
Neden Yahudiler bu kadar güçlü ?
 
 
Yahudi inancına bağlı ünlü yatırımcılar; Ralph Lauren ( Polo ), Levi Strauss (Levi's Jeans ), Howard Schultz ( Starbuck's ), Sergei Brin ( Google ), Michael Dell ( Dell Bilgisayar), Larry Ellison (Oracle ), 
 
Donna Karan ( DKNY), Irv Robbins ( Baskins &Robbins ) ve Bill Rosenberg (Dunkin Dougnuts ). Yale Üniversitesi'nin Başkanı Richard Levin bir Yahudidir.
 
 
 
Harrison Ford, George Burns, Tony Curtis, Charles Bronson, Sandra Bullock, Billy Crystal, Woody Allen, Paul Newman, Peter Sellers, Dustin Hoffman, Michael Douglas, Goldie Hawn, Cary Grant, William Shatner, Jerry Lewis ve Peter Falk'ın da Yahudi olduklarını biliyor muydunuz ?
 
 
 
Yönetmenler ve yapımcılar arasındaki Yahudiler: Steven Spielberg, Mel Brooks, Oliver Stone, Aaaron Spelling (Beverly Hills 90210 ), Neil Simon ( The Odd Couple ), Andrew Vaina ( Rambo 1 /2 / 3 ), Michael Mann (Starzky and* Hutch ), Milos Forman ( One Flew Over The Cuckoo's Nest, Amadeus ), Douglas Fairbanks (TheThief of Baghdat ), Ivan Reitman ( Ghostbusters ), Kohen Kardeşler, William Wyler. William James Sidis, 250-300 lük* I.Q* derecesiyle dünyanın gördüğü en parlak insandır. Bilin bakalım hangi dine mensuptur? 
 
 
 
Soru: Neden Yahudiler bu kadar güçlüdür? Cevap: Eğitim (Sorgulayıcı, Araştırıcı, Yaratıcı) Soru: Neden Müslümanlar bu kadar güçsüzdür?
 
Cevap: Yanlış Eğitim veya Sıfır Eğitim (Din Eksenli, Sorgusuz, Araştırmasız, Ezberci)
 
 
 
Gezegenimizde* yaklaşık 1 476 233 470 Müslüman yaşamaktadır. Asya'da 1 milyar, 400 milyon Afrika'da, 44 milyon Avrupa'da, ve 6 milyon Amerika kıtasında. Toplam dünya nüfusu içinde her beş kişiden biri müslümandır. Her bir Hindu'ya iki müslüman düşmektedir, her bir Budist'e karşılık iki müslüman vardır ve her bir Yahudi'ye karşılık 100 adet Müslüman bulunmaktadır. 
 
 
 
Neden Müslümanların bu kadar kalabalığa rağmen
 
Neden güçsüz olduklarını hiç merak ettiniz mi ? Nedeni şudur İslam Konferansı Örgütü'nün ( OIC ) 57 üyesi ülkelerin tümünde 500 adet üniversite bulunmaktadır veüniversite başına üç milyon Müslüman düşmektedir. Sadece ABD'de 5758 üniversite vardır. 2004 yılında Shanghai Jiao Tong Üniversitesi " Dünya Üniversitelerinin Akademik Değer Listesi" hazırlamış ve ilginçtir ki Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerin hiç birinden ilk 500 e giren üniversite yoktur.
 
 
UNDP tarafından toplanan verilere göre Hristiyan dünyasında okuma-yazma bilenlerin oranı neredeyse % 90 ve bunlardan 15 Hristiyan çoğunluğa sahip ülkede okuma-yazma oranı % 100 dür. Müslüman dünyasında buna çok zıt bir durum olarak bir ülkenin okuma-yazma oranı oranı yaklaşık* % 40 olup, 
 
% 100 okur-yazar oranına sahip bir Müslüman ülke yoktur.Hristiyan dünyasındaki "okur-yazar" ın % 98 i ilkokulu bitirmişken, Müslüman dünyasında bu oran % 50dir.* Hristiyan dünyadaki okur-yazar ların % 40 ı üniversite mezunudur ve bu oran Müslüman dünyasında %2 'yi geçememektedir. 
 
 
Müslüman çoğunluğa sahip ülkelerdeki toplam bilim adamı sayısı 230 olup her bilim adamına düşen Müslüman sayısı 1 milyon kişidir. ABD* her 1 milyon Amerikalıya karşılık*yaklaşık 4000 bilim adamına, Japonya 5000 bilim adamına sahiptir. Tüm Arap dünyasındaki tam -zamanlı çalışan araştırmacı sayısı 35 000 kişidir ve her bir milyon Arap nüfusa 50 teknisyen düşmektedir. ( Bu sayı Hristiyan dünyasında bir milyon kişiye 1000 teknisyendir. ) Ek olarak İslam dünyası gayrı safi milli hasılasının yalnızca % 0.2 sini araştırma- geliştirme bütçesi olarak ayırmaktayken Hristiyan dünyası % 5 oranında araştırma-geliştirme fonu ayırmaktadır. Sonuç: İslam dünyası bilgi üretebilecek kapasiteden yoksundur.
 
 
1000 kişiye düşen günlük gazete sayısı ve bir milyon kişiye düşen kitap çeşidi bilginin toplum içine yayılıp yayılmadığının iki önemli göstergesidir. Pakistan'da 1000 kişiye 23 günlük* gazete düşerken bu sayı Singapur'da 360 dır. İngiltere'de her 1000 stand için 2000 çeşit kitap bulunurken, Mısır'da* kitap çeşidi 20 dir.
 
Sonuç: İslam dünyası bilgi yayılmasını gerçekleştirmekte başarısızdır.
 
 
Bilgi uygulamasının önemli göstergelerinden biri ileri teknoloji ihracatının toplam ihracat içindeki oranıdır. Pakistan'ın ileri teknoloji ihracatının toplam ihracatın içindeki oran % 1, Suudi Arabistan’ın % 0.3, Kuveyt, Fas, ve Cezayir’in aynı şekilde % 0.3 tür. Singapur'da bu oran % 58 'dir. Sonuç: İslam Dünyası bilgi uygulamasını gerçekleştirememektedir.
 
 
Neden Müslümanlar güçsüzdür ? Çünkü bilgi üretmiyoruz.
 
Neden Müslümanlar güçsüzdür ? Çünkü bilgiyi yayamıyoruz.
 
Neden Müslümanlar güçsüzdür ? Çünkü bilgiyi uygulamıyoruz. 
 
 
Ve gelecek bilgi- temelli toplumlara aittir. Ilginçtir, OIC üyesi 57 ülkenin gayrı safi milli hasılalarının toplamı 2 trilyon doların altındadır. ABD, tek başına 12 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretmekte, Çin 8 trilyon dolar, Japonya 3.8 trilyon dolar ve Almanya 2.4 trilyon dolarlık üretim yapmaktadır. ( Satın alma gücü eşitlenerek hesaplama yapılmıştır. )
 
 
Petrol zengini Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Katar hep birlikte 500 milyar dolarlık mal ve hizmet üretmektedirler ve bunların çoğu petroldür. Mal ve hizmet üretimi İspanya'da 1 trilyon doların üzerindedir. Katolik Polonya 489 milyar dolarlık mal ve hizmet üretimi gerçekleşmektedir. Budist Tayland 545 trilyon dolar değerinde mal ve hizmet üretimi yapmaktadır. İslam Dünyasının gayrı safi milli hasılasının tüm dünya gayrı safi milli hasılası içindeki oranı hızla azalmaktadır.
 
 
O halde Müslümanlar neden bu kadar güçsüzdür ? Cevap: Eğitim Yoksunluğu Tam anlamıyla söylersek kaliteli eğitim yoksunluğu.Çok kesin biçimde söylersek akılcı olmayan, din eksenli ve çağdışı eğitim. 
 
 
Dr.Faruk Saleem 
 
Yazar, İslamabad | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		su_co
 
  
  Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 01/02/2008  14:12:37 (Cum)    Mesaj konusu: belli | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				Almanya'da 70 bin Saglik Kurumu... 8 bin kilise, 
 
 
Fransa'da ise 60 bin saglik kurumu... 9 bin kilise 
 
 
Türkiye'de 7 bin saglik kurumu... 77 bin cami 
 
 
oldugunu biliyor muydunuz? | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		çAPKIN
 
 
  Kayit: 18 Nis 2007 Mesajlar: 326 Konum: ANTALYA
  | 
		
			
				 Tarih: 13/03/2008  15:49:30 (Prs)    Mesaj konusu: Re: bilmiyordum demeyelim | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				
 
 
 
  h????mm bugün anlad?m sizin bunu neden koydu?nuzu    güzel itiraf     _________________ UÇURUMUN KENARINDA OLSAN B?LE HAYATA GICIKLIK OLSUN D?YE GÜLÜMSE   | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		su_co
 
  
  Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 29/03/2008  08:00:25 (Cmt)    Mesaj konusu: MELATON?N | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				Melatonin denilen hormon beyinde ve sadece 23:00 ile 05:00 saatleri 
 
arasinda salgilanan bir hormondur. Hormonun temel görevi vucudun biyolojik 
 
saatini koruyup ritmini ayarlamak. Jetlag denilen hadisenin sebebi de bu 
 
hormon. Hormon diger aktioksidan tesirlerini de güçlendiriyor, kanserli 
 
hücrelerekarsi koruma sagliyor, Üreme sistemiyle baglantisindan  tutun da 
 
yorgunluk, isteksizlik gibi durumlarin nedenlerini de olusturabiliyor. Su 
 
anda bu hormon yaslanmayi geciktirici etkisinden dolayi da üzerinde önemle 
 
durulan bir hormon. isin can alici noktalarindan birisi hormonun cocuklar 
 
üzerindeki tesiridir. Avrupada lösemili ve kanserli çocuk sayilarinin 
 
artmasindan sonra yapilan arastirmalar sonucunda ailelerden istenen bir 
 
hususda cocuklarin kesinlikle karanlik ortamlarda yatirilmalari. Çünkü 
 
melatoninin güçlü salgilanmasinin kansere karsi koruyucu etkisi oldugu 
 
biliniyor. Ancak bu hormon isiga duyarli. Deneylerde uyuyan kisinin hormon 
 
salgisi izlenirken ýþýðýn açýldiginda hormonun azaldigi, karanlikta yogun 
 
olarak salgilandigi tesbit edilmis. Bilimsel bir gerçek. Lütfen karanlikta 
 
yatin ve çocuklariniz uyurken isigi kapatin .. Unutmayin körlerde kanser 
 
olma orani 0' a yakindir. | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		su_co
 
  
  Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 05/04/2008  04:28:32 (Cmt)    Mesaj konusu: ?pten almak deyimi nerden ç?km??t?r | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				Halk aras?nda 'ipten adam almak' diye bir söz vard?r; avukatlar için kullan?l?r. 'Ã?ok ba?ar?l? bir avukat ipten adam al?r' gibisinden. 
 
Yarg?tay ba?kan? Osman Arslan'?n a?z?ndan bu sözün nereden geldi?inin hikayesi :
 
 
 
Bir tarihte varl?kl? bir ?ngiliz, a??r bir suç i?lemi?. O suçun cezas? 'idam'. Adam hemen ülkenin en ünlü avukat?n? tutmu?.
 
 
 
Avukat demi? ki: - Merak etme... Ben seni kurtar?r?m., Mahkeme ba?lam??. Avukat savunmas?n? yapm??. Ve hâkim karar?n?
 
aç?klam??. -?dam!..
 
 
 
Avukat, hapishaneye gitmi?, müvekkiliyle konu?mu?:
 
-Merak etme, seni kurtar?r?m.
 
—Nas?l?
 
—Bu i?in temyizi var... Temyiz, idam? bozacak. 
 
Dava dosyas? temyize gitmi?. Temyiz mahkemesinin karar?:
 
-Mahkeme karar?n?n onanmas?na... ?dam!
 
 
 
Adam 'hani beni kurtaracakt?n' diye avukat?na ç?k??m??. Avukat hala sakin: 
 
-Merak etme. Seni kurtar?r?m. Daha her ?ey bitmedi. Konu, Avam Kamaras?na gelecek.
 
Gerçekten, Avam Kamaras?'na gelmi?. Konu?ulmu?. Sonunda, parmaklar kalkm??: 
 
-?dam!...
 
 
 
Adam sinirli mi sinirli. Avukat da sakin mi sakin:
 
-Merak etme. Seni kurtar?r?m. Lordlar Kamaras?, idam? geri çevirir. 
 
Endi?en olmas?n. Lordlar Kamaras? toplanm??. Olay? incelemi?. Karar?n? vermi?: 
 
-?dam!...
 
Adam elinden gelse avukat? bir ka??k suda bo?acak. Ama avukat hiç oral? de?il:
 
-Merak etme. Seni kurtar?r?m. Kraliçe onay vermeden, hiçbir idam cezas? infaz edilmez. Kraliçe bu karar? bozar. 
 
Dosya kraliçe'nin önüne gelmi?. Kraliçe imzay? basm??: 
 
-?dam!...
 
 
 
Londra'da bir meydanda idam sehpas? kurulmu?. Hâkim, savc?, avukat, güvenlik görevlileri, halk orada. Adam? idam sehpas?na ç?karm??lar. Adam?n 
 
avukata dönük bak??lar?ndan alev f??k?r?yormu?. Avukat ise adama 'sus' i?areti yapmaktaym??; 'Merak etme, seni kurtar?r?m.' gibisinden.
 
 
 
Ve cellat, ya?l? ilme?i, adam?n boynuna geçirmi?. Alttaki iskemleye de tekmeyi vurmu?. Adam, ipte sallanmaya ba?larken avukat yerinden f?rlam??,
 
cebinden b?ça?? ç?karm?? ve adam?n bo?az?ndaki ipi kesivermi?. Adam zar zor nefes al?r bir halde yere yuvarlanm??.
 
 
 
Hemen hekimler, savc?lar ko?up gelmi?ler: 
 
-Avukat... Sen napt?n?
 
Avukat, cebinden ?ngiliz Ceza Yasas?n? ç?karm??:
 
- Yasada, müvekkilimin i?ledi?i suçun cezas? idam... Siz de onu idam ettiniz... Ama yasada 'idam edilerek öldürülür' diye bir hüküm yok...
 
Bu durumda ceza infaz edilmi? say?l?r.
 
 
 
Bunun üzerine ?ngiltere'de bir hukuk tart??mas? ba?lam??. Kraliçe, avukat?n bu becerisinden dolay? adam? affetmi?.
 
 
 
Ve ?ngiliz Ceza Yasas?'n?n idamla ilgili maddesi yeniden düzenlenmi?. 
 
 
 
- '?dama mahkum edilen ki?i, as?lmak suretiyle öldürülür.'olarak de?i?tirilmi?.. | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		kardelen Üyeler
  
  Kayit: 20 Sub 2007 Mesajlar: 670 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 21/05/2008  13:13:42 (Çrs)    Mesaj konusu: Yüzük Parma??n?n s?rr? | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				Arkada?lar bugün yeni bi?ey ö?rendim...
 
Söz ve ni?an yüzükleri sa? ele tak?l?r, peki evlendikten sonra neden sol eldeki yüzük parma??na tak?ld??? ve o ismi ald???na dair bi fikriniz var m??
 
 
Bende dü?ünmemi?tim duyunca baya ilginç geldi ?a??rd?m do?rusu...
 
 
Evlilik yüzü?ünün oraya tak?lmas?n?n sebebi direk kalbe giden tek damar ?n evlilik yüzü?ünü takt???m?z parmakta olmas?ym??, di?er hiç bir parmakta kalbe giden direk damar yokmu?...     | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		su_co
 
  
  Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 23/05/2008  15:02:00 (Cum)    Mesaj konusu: Akl?n?zda bulunsun | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				Bir toplant?da, bir han?m dü?üyor ve arkadaslar?na bir ?eyi olmad???n?
 
söylüyor. Tökezledi?ini san?yorlar, üstüne ba??na çeki düzen verip oturtuyorlar.
 
Biraz sars?lm?? görünüyor ancak ak?am?n geri kalan k?sm?n? da e?lenerek geçiriyor.
 
Daha sonra kocas? tüm dostlar?n? arayarak e?inin hastahaneye kald?r?ld?g?n? bildiriyor ve han?m sabaha kars? vefat ediyor
 
Te?his: Beyin kanamas? Norolojistin söyledi?ine göre böyle bir durumda
 
hasta 3 saatin icinde getirilebilseymi?, durumu düzeltebilirmi?!
 
Bir insan?n beyin kanamas? geçirmekte oldu?u nas?l anlas?l?r?
 
1. Tebessüm etmesini isteyin
 
2. iki kolunu birden kald?rmas?n? söyleyin 3. Basit bir cümle
 
söylemesini isteyin Bu gün hava güne?li...gibi Bunlardan birini
 
yapam?yorsa hemen acil'i aray?n. | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		su_co
 
  
  Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 26/05/2008  08:24:57 (Pts)    Mesaj konusu: Ehliyet De?i?tirme Zorunlulu?u | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				Arkada?lar, 
 
Pek ço?umuzun haberi yok san?r?m.2009 sonuna kadar tüm ehliyetlerde 
 
TC kimlik numaras? olmas? laz?m. Biliyorsunuz trafik kazas?na kar??anlar art?k tutana?? kendileri tutuyor. Bu i? içinde yeni ehliyet gerekecek. 
 
Belli bir geçi? süresi tan?nm??. 
 
?u anda kuyruk yokken biran önce ehliyetinizi de?i?tirin. 
 
Gereken evrak: 
 
-6 tane vesikal?k foto. 
 
-Herhangi bir hastaneden sa?l?k raporu (tam te?ekküllü devlet hastanesine gerek yok ufak özel hastaneler de bu belgeyi veriyor , göz ve 
 
el titremesini kontrol ediyorlar ve 4 resim burada gidiyor) 
 
-Nüfus ka??d? önlü arkal? fotokopi 2 nüsha 
 
-Ehliyet fotokopisi ve asl? 
 
Önce hastane raporunu al?p di?er belgelerle beraber ?lçe Emniyet Müdürlü?üne 
 
?ahsen gitmeniz gerekiyor çünkü ilk gün yeni ehliyetinize bo?ken imzan?z gerekli. 
 
Bir hafta sonrada eski ehliyetinizi al?p yenisini veriyorlar. 
 
Hastane raporu 20 dakika ,ilk ba?vuru 10 dakika , ehliyeti almak 5 dakika sürdü.Ama dedi?im gibi hiç s?ra yoktu. 
 
Y???lma ba?larsa ne sürer tahmin edebilirsiniz. | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		su_co
 
  
  Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 07/06/2008  07:58:50 (Cmt)    Mesaj konusu: Sat?? sonras? | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				Porsche firmasi, 1983 yilinda otomotiv sektöründe yanki uyandiracak teknik donanima sahip bir otomobille pazara girer.
 
 
Müsterilerinden gelen her türlü yorum ve fikirlere açik olan yönetim, aracin piyasaya sürülmesinden 2 ay sonra ilginçbir sikayet mektubuyla karsilasir.
 
 
Müsterinin sikayeti sudur:
 
Adim Danny Troatman. New Jersey'de yasiyorum. Esim ve cocuklarimla her aksam film seyretmeden önce sehir merkezinde bulunan markete dondurma almaya gidiyorum. Bir ay önce aldigim Porsche marka arabamla tabii ki...
 
 
Fakat ne ilginctir, ne zaman çikolatali veya meyveli dondurma alip arabama dönsem, araçcalismiyor. Oysa vanilyali aldigim zaman aracim rahatlikla calisiyor. Bunun bir kac kere denedim ve her seferinde ayni sonucu aldim. Yardimlariniz icin simdiden tesekkürler"
 
 
Bu olay Türkiye'de olsa ne oldurdu?
 
 
Muhtemelen mektubunuz ciddiye alinmayip bir kenara firlatilirdi. Ama hayir! Porsche firmasindaki yetkililer derhal adi gecen bölgeye bir mühendis gönderiyorlar ve sebebini ögreninceye kadar orada kalmasini söylüyorlar.
 
 
Ertesi gün mühendis New Jersey'e variyor ve Bay Troatman'la hemen temasa geciyor. Ayni aksamdan baslamak üzere her aksam üstü mühendisimiz ve Bay Troatman dondurma almak üzere markete gidiyorlar. 
 
 
Gercekten de cikolatali ve meyveli dondurma alindigi zaman araba calismiyor, vanilyali alindigi zaman ise rahatlikla calisiyor.
 
 
Mühendis ilk baslarda bu olaya saskinlikla bakiyor fakat bilimsellikten uzaklasmamaya gayret ediyor. Aradan yaklasik bir ay geciyor. Bay Troatman ile her gün markete giden mühendis, sonunda olayi cözüyor.
 
 
Yeni model Porsche arabalarda kullanilan sogutma sistemi, arac durdurulduktan hemen sonra devreye giriyor ve motor belirli bir isiya düsene kadar motoru kilitliyor.
 
 
Markette en cok satilan dondurma ise vanilyali. Bu yüzden vanilyali dondurma tezgahi önünde sürekli sira oluyor. Bay Troatman siraya girip dondurmasini alana kadar gecen süre, motorun sogumasi icin yeterli oluyor.
 
 
Fakat cikolatali veya meyveli dondurma tezgahi önünde sira olmadigi icin dondurmayi hemen alip aracina geri dönüyor. Motor ise kilitli oldugu için araç çalismiyor. Mühendis, raporunu yönetime sunuyor.
 
 
Piyasadaki araclar geri toplanip, gerekli ayarlamalar yapiliyor ve müsterilere yeni haliyle teslim ediliyor | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		bukalemun Misafir
 
 
 
 
 
  | 
		
			
				 Tarih: 07/06/2008  14:14:04 (Cmt)    Mesaj konusu: Çok Güzelmi? | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				*Gençadam yogun is temposundan iyice bunalmisti. Vakit aksama yaklasiyordu,
 
ama mesai kavramina çok yabanci oldugu için evine ne zaman gidecegi belli
 
degildi. Basini iki elinin arasina aldi, gözlerini sikica kapadi. Ã?ok para
 
kazaniyordu. Yöneticiydi, birçok insanin imrenerek baktigi bir konumdaydi.
 
 
Ama yasadigi hayati hayat olarak görmüyordu. "Bu ne biçim hayat böyle!" diye
 
söylendi kendi kendine. Hafta sonlarinda dahi evine gidemiyordu.
 
Toplantilar, is seyahatleri, yazismalar ve kosusturmacayla geçen bir hayat.
 
 
Ailesine, çocuklarina vakit ayiramiyordu. Pek çok yakin dostunun adini dahi
 
unutmustu. Bu karamsarlik içinde kivranirken, birden çekmecesindeki küçük
 
radyosu aklina geldi. Radyoyu açti. Yayinlanan müzik parçasi ile biraz
 
rahatladigini hissetti. Müzigin ardindan yasli bir adamin konusmasiyla gayri
 
ihtiyari radyoyu kapatmak istedi. Ama birden durdu.
 
 
Ilginçbir teoriden bahsedecegini söylüyordu yasli adam. "BIN MISKET
 
TEORISI"ni anlatacakti. Merakla dinlemeye basladi. "Birgün oturdum ve biraz
 
aritmetik yaptim. Ortalama bir kisinin yetmis bes yasina kadar yasadigini
 
varsaydim.
 
 
Biliyorum, bazilari daha çok, bazilari da daha az yasar. Ama biz yetmis bes
 
sene yasadigini düsünelim. Bir yilda 52 hafta oldugu için, 75'i 52 ile
 
çarptim ve ortalama ömre sahip bir insanin tüm hayatinda yasayacagi
 
Cumartesi sabahi sayisi olarak 3900 rakamina ulastim. Simdi beni iyi
 
dinleyin. En önemli kismina geliyorum. Bütün bunlari ayrintili olarak
 
düsünmeye elli bes yasinda baslamistim. Yaptigim hesaba göre bu yasa kadar
 
2180'in üzerinde Cumartesi yasamistim. Ve eger yetmis bes yasina kadar
 
yasarsam, yasayacagim Cumartesi sayisi sadece bin adet olacakti. Bir oyuncak
 
dükkanina gittim ve elindeki tüm misketleri aldim.. 1000 adet misketi bir
 
araya getirmek için üçtane daha oyuncakçi dükkanini ziyaret ettim. Bunlari
 
eve getirdim ve atölyemdeki radyomun yaninda duran büyük, seffaf bir
 
kavanozun içine hepsini doldurdum. O günden sonra, her Cumartesi kavanozdan
 
bir tane aldim. Misketlerin azaldigini gördükçe, hayatimdaki önemli seyleri
 
daha fazla DÜSÜNMEye baslamistim. Anladim ki, dünyadaki zamanimin akip
 
gittigini seyretmek kadar önceliklerimi düzene koymama hiçbir sey yardim
 
edemez."
 
 
Yasli adamin anlattiklari öylesine etkiliydi ki, gençisadami adeta dünyadan
 
kopmus, radyoya kilitlenmisti. Yasli adam su cümlelerle konusmasini
 
tamamladi: "Programi kapatmadan önce simdi size son birsey daha anlatacagim.
 
Bu sabah kavanozun içindeki son misketi de aldim.
 
 
 
Eger önümüzdeki Cumartesiye kadar yasarsam, bana biraz daha zaman verilmis
 
olacak. Unutmayin, hepinizin kullanabilecegi en önemli sey, biraz daha fazla
 
zamandir." Yazi boyle devam edip gidiyordu.. farkinda misiniz bilmiyorum ama
 
bizi mesgul eden o kadar oyun var ki.. önemli ya da önemsiz.. ama biz
 
bunlarin arasinda kaybolup gittigimizi fark edemiyoruz bile.. isin garibi
 
farkettigimiz anda "su isimi de bitireyim ondan sonra..." diye erteliyoruz..
 
dimi?? hadi arkaniza yaslanin..derin bir nefes alin.. hayatinizda önemli
 
olan dostlarinizdan birisinin telefonunu caldirin.. yada civil civil
 
sesinizle "ALO.." deyin.. gulumseyin.. mutluluklarinizin kalici ve bulasici
 
olmasi dileklerimle...
 
   
 
 
 
Al?nt? | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		su_co
 
  
  Kayit: 25 Oca 2007 Mesajlar: 630 Konum: Antalya
  | 
		
			
				 Tarih: 15/06/2008  11:08:13 (Pzr)    Mesaj konusu: Bu yaz?lanlar gerçekmi ? | 
				     | 
			 
			
				
  | 
			 
			
				80 y?l önce
 
"Ne mutlu Türküm diyene"
 
ATATÜRK
 
 
80 y?l sonra
 
"Sen ne mutlu Türküm dersen oda ne mutlu Kürdüm der. Türklük yerine Türkiyelilik bilinci yerle?tirilmelidir"
 
Tayyip Erdo?an
 
 
"Cumhuriyetin ilan? ?stanbul'un tarihi de?erini ve sayg?nl???n? dü?ürmü?tür"
 
Kadir Topba?
 
 
"Kürtlerin gelece?i ve özgürlü?ü için Türk askerinin kan?n?n oluk oluk akmas? gerekir"
 
Leyla Zana
 
 
"Toprak tek ba??na bir anlam ifade etmiyor. APO Türklere Allah?n bir lütfüdür.
 
İnsanlar? öldürmek yerine Kürtlere istedikleri topraklar? vermek gerekir"
 
Ahmet Altan
 
 
"Türkiye, sadece Türklere b?rak?lmayacak kadar önemli bir ülkedir"
 
M.Ali Birand
 
 
"Atatürk öldü?ünden beri hala zenginlik ve özgürlük üretemiyorsak sebebi Kemalizm'dir"
 
Ahmet Altan
 
 
"Vatan sevgisi nedir ki? Vatan? sevece?inize gidin evde kar?n?z? sevin"
 
Çetin Altan
 
 
"Memleketi bir çift kad?n memesine satar?m"
 
Ahmet Altan
 
 
"Kimse söylemiyor bari ben söyleyeyim. Türkiye'de 1 milyon Ermeniyle 30 bin Kürt katledildi"
 
Orhan Pamuk
 
 
"Türk Silahl? Kuvvetlerine kar?? s?rt?m?z? Amerika'ya dönmeliyiz"
 
Fetullah Gülen
 
 
"Bo?azlar milletler aras? bir komisyona devredilmelidir"
 
Rahmi Koç | 
			 
		  | 
	 
	
		| Basa dön | 
		 | 
	 
	
		  | 
	 
	
		 | 
	 
 
  
	 
	    
	   | 
	
Bu forumda yeni basliklar açamazsiniz Bu forumdaki basliklara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarinizi degistiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarinizi silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsiniz
  | 
   
 
  
Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group Türkçe Çeviri: phpBB Turkey & Erdem Çorapçioglu 
		 |