antalyaili.com
Antalya hakkında herşey
 SSSSSS   AramaArama   Üye ListesiÜye Listesi   Kullanici GruplariKullanici Gruplari   KayitKayit   ProfilProfil   Özel mesajlarinizi kontrol etmek için giriş yapinÖzel mesajlarinizi kontrol etmek için giriş yapin   GirisGiris 
Start Geesee CHAT

AÇTIRMAYIN PANDORANIN KUUSUNU!!!

 
Yeni baslik gönder   Basliga cevap gönder    antalyaili.com Forum Ana Sayfa -> Antalya Tarihi
Önceki baslik :: Sonraki baslik  
Yazar Mesaj
fundakk



Kayit: 17 Mar 2007
Mesajlar: 4

MesajTarih: 03/04/2007 18:40:03 (Sal)    Mesaj konusu: AÇTIRMAYIN PANDORANIN KUUSUNU!!! Alintiyla Cevap Gönder

Baş tanrı Zeus, tanrıların ateşini Olympos Dağı'ndan çalıp, insanlara götürerek ilk devrimi gerçekleştiren Prometheus'u ve ona yardım eden suç ortaklarını (erkekleri) cezalandırmak için binbir kötü düşünceye dalar. Bütün kötülükleri beyin süzgecinden geçirdikten sonra aklına, bu kötülükleri içinde barındıran bir varlık yaratma fikri gelir. Bütün kötülükleri içinde barındıran bu varlığın adı ise 'kadın'dır. Tabi bu varlığa kadın demeden önce yaradılış öyküsünü anlatmak yerinde olacaktır. Baş tanrı Zeus, kadın yaratma fikrini hemen gerçekleştirmek için kolları sıvar. İlk olarak, oğlu olan demirci tanrı (sanatçı olarak da bilinir) Hephaistos' a bir parça toprağı suyla karıştırarak bir kadın yapmasını söyler. Hephaistos, Zeus'un dediğini anında yapar ve usta becerisiyle kadına şeklini verir. Daha sonra ise bilgeliğin tanrıçası Athena, bu kadına el işlerini, beceriyi (dokuma, el sanatları vs.) öğretir ve süslü kuşağını bu kadının beline sarar. Sıra kadını kadın yapan özellikleri bu kadına vermeye gelince, devreye aşk ve güzellik tanrıçası Aphrodite girer. Aphrodite, bukadının yüreğini arzularla doldurur, yüzüne zerafet serper, tutku, heyecan, güzellik, şehvet hepsini bu kadına adeta yükler. Zeus'un kötü olarak nitelendirdiği bu kadına şeytani duygularıyalanı, düzenbazlığı ise haberci tanrı Hermes verir. Son olarak ise Zeus, bu kadına can versinler diye dört rüzgarın esmesini emreder. Bu rüzgarlar esince kadına can gelir. Böylelikle kadının yaradılışı gerçekleşir. Bu kadın yaratıldıktan sonra sıra onu süslemeye gelir.Bu süsleme görevini ise birbirinden güzel periler üstlenir. Periler onu süslü gerdanlıklarla, kemerlerle ve de çiçeklerle donatırlar. Onu akıllara durgunluk verecek bir güzelliğe büründürürler.Son olarak sıra bu kadına isim vermeye gelir. Haberci tanrı Hermes ona "bütün tanrıların armağanı" anlamına gelen "PANDORA" adını verir. Pandora efsanesinin günümüze nasıl aktarıldığı konusunda bilgi verecek olursa eğer; tarihçi Hesiodos'un "Theogonia" (tanrıların doğuşu) ve "İşler ve Günler" adlı eserlerinde bu efsaneye yer verilmiştir. Aslına bakılırsa bu efsaneye, Orta Doğu kökenli olan Adem ile Havva efsanesinin Yunan mitolojisine aktarılmış hali de diyebiliriz. Bu iki kültür arasındaki fark ise kadının yaradılış maksadındaki görüş ayrılığıdır. Zamanla bu görüş ayrılığının öldüğünü ise bu efsanenin Hesiodos'tan sonra bir kez dahi kaleme alınmadığını gördüğümüzde anlıyoruz. Kadını her kötülüğün, derdin, belanın sebebi olarak görmek, kadını aşağılayıcı bir konuma yerleştirip ona kötü sıfatlar yüklemek Yunan anlayışına tersti. Bu nedenledir ki Hesiodos'tan sonra bu efsane tekrardan kaleme alınmamıştır. Bu da kadının yaradılış nedeninin gerekçesi olarak, 'kötülükleri doğurması' anlayışının geçerli olmadığını ıspatlar.Hikayemizin devamına gelecek olursak, Zeus Pandora'ya can verdikten sonra ve onun bütün kötülüklerle, çirkefliklerle aynı zamanda güzelliklerle donandığını gördükten sonra sıra Prometheus'tan ve insanlıktan öc almaya gelir. Zeus Pandora'nın eline kapalı bir kutu verir ve onu Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a (aklı başına sonradan gelen, geç uyanan anlamına gelir) gönderir. Olacakları önceden görebilen kahin Prometheus bunun üzerine kardeşi Epimetheus'u Zeus'tan gelecek hiç bir hediyeyi almaması hususunda uyarır. Fakat Epimetheus hediyeyi elinde tutan güzel Pandora'yı görünce kardeşinin nasihatlerini unutur ve bunun karşılığında insanlığa en büyük kötülüğü getirir (güya bu kötülük kadındır). Epimetheus, Pandora'nın çekiciliğine karşı koyamaz ve yapacağı en son şeyi ilk sıraya koyarak onunla evlenir. O zamana kadar insanlar (erkekler) kötülüğü, hastalığı, sıkıntıyı, yalanı bilmiyorlardır. Yeryüzüne bütün kötülükler Pandora ile birlikte bu kutuyla gönderilmiştir. Tek yapılmaması gereken ise bu kutunun açılmasıdır.Zeus'un eline tutuşturduğu kutuda ne olduğunu merak eden Pandora bu merakına daha fazla dayanamayarak bu kutuyu açar. Bu kutu açılınca ne kadar kötülük, dert, kıskançlıklar, hastalıklar, açlık, yaşlılık,delilik, ahlaksızlık varsa yeryüzüne yayılır. Pandora bu kutunun kapağını kapatmak istese de çok geç olmuştu artık yeryüzü bu kötülüklerle olumsuzluklarla çevrelenmiştir. Buna rağmen Pandora, kutunun kapağını son hamleyle kapatır. Kutunun içinde tek kalan ise insanları bu kadar olumsuzluk karşısında avutan, insanlığın tek ilacı olan 'UMUT' tur.Günümüzde "açtırma kutuyu söyletme kötüyü" deyiminin kökenini de bu hikayemizle bildirmiş olduk : ) Ayrıca Pandora'nın kutusunu açtırma deyimi de gün geçtikçe yayılan bir deyim haline gelmiştir. Bu deyimin anlamı da denetlenmesi imkansız, denge bozucu hareketlerde bulunma! dır. Denetlenmesi güç hareketin kökeni Pandora'nın kutuyu açtığı anda dönüşü olmayan bir girişimde bulunmasına dayanır.
_________________
FUNDA KÜÇÜKKEKOVAL?
Basa dön
Kullanicinin profilini görüntüle Özel mesaj gönder E-posta gönder Yahoo Messenger MSN Messenger
Önceki mesajlari göster:   
Yeni baslik gönder   Basliga cevap gönder    antalyaili.com Forum Ana Sayfa -> Antalya Tarihi Tüm zamanlar GMT +2 Saat
1. sayfa (Toplam 1 sayfa)

 
Geçis Yap:  
Bu forumda yeni basliklar açamazsiniz
Bu forumdaki basliklara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarinizi degistiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarinizi silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsiniz


Powered by phpBB © 2001, 2005 phpBB Group
Türkçe Çeviri: phpBB Turkey & Erdem Çorapçioglu